ANAYASA NEDEN ÖNEMLİDİR?
Çünkü toplumun, toplumdaki değişik grupların, katmanların isteklerini yansıtır. Onların ayrı ayrı haklarını korur. İşçilerin haklarına yer verir. Sendikaların haklarına yer verir. Sendikasız çalıştırılanların, emeklilerin, işverenlerin, kadınların, çocukların, engellilerin, değişik mezheplerdeki yurttaşların, öğrencilerin, küçük esnafın, yargının, basın emekçilerinin, gazilerin ve bu ülke için canını vermiş şehit ailelerinin, TEKEL işçilerinin, çiftçilerin, tarım kesiminde çalışanların haklarını korur.
ANAYASA NASIL YAPILIR?
Yapar; Anayasayı yaparken, tüm bu grupların temsilcileri çağrılır, görüşleri alınır, talepleri alınır. Anayasa bu taleplerin tümüne yer verebildiği oranda demokratik bir anayasa olur. Ve anayasa, ancak böylece bir toplum sözleşmesi olur.
AKP ANAYASASI BÖYLE Mİ YAPILDI?
Hayır. AKP tek başına Anayasayı yaptı. Hiçbir partinin görüşlerini almadı. Tüm sivil toplum örgütlerine üç gün süre verdi. CHPnin üç maddeyi ayırıp, diğerlerini beraber oylama önerisine cevap bile vermedi. Bugüne kadar yapılan tüm çalışmalara, diğer partiler ya da sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan taslaklara dönüp bakmadı bile.
ANAYASA TEK PARTİ TARAFINDAN YAPILABİLİR Mİ?
Hayır. Çünkü o zaman toplum sözleşmesi olmaz, parti anayasası olur. AKP anayasası olur.
1982 ANAYASASI İLK KEZ Mİ DEÐİŞTİRİLİYOR?
Kesinlikle hayır. 1982 Anayasası, bundan önce tam 16 kez değiştirildi. Bu sonuncusu ise, 17inci değişiklik oluyor. Yani darbe Anayasasını ilk kez değiştirdikleri tam bir yalan, tam bir göz boyamaca. Üstelik bu değişikliklerin yedi tanesi, daha AKP iktidara gelmeden yapılmıştı. Hem de o dönemde TBBMde bulunan tüm siyasal partilerin katılımları ile... Yani AKPnin ve yandaş aydınların(!) iddia ettiği gibi, 1982 Anayasası, ilk kez değiştirilmiyor. Bundan önceki değişiklikler de yine aynı kişilerin iddia ettikleri gibi makyaj niteliğinde değişiklikler değil.
DEÐİŞİKLİKLERE AKP YAPTIÐI İÇİN Mİ KARŞI ÇIKILIYOR?
Buna da kesinlikle hayır. AKP iktidarı, bugüne kadar tam 9 kez Anayasayı değiştirdi. Bu son yapılan da 10uncusu oluyor. Ve bugüne kadar yapılan bu 10 değişiklikten sadece 3ü toplumda tartışma yarattı. Çünkü üçü de, diğer siyasal partileri, sivil toplum örgütlerini ve tartışmaları dikkate almadan, tamamen baskıcı bir anlayış ve benim çoğunluğum var, her istediğimi yaparım mantığı içinde yapılmıştı. Aynen şimdi tartıştığımız son değişiklik gibi.
TÜRKİYEDE BUGÜNE KADAR NELER TARTIŞILDI?
Kısaca sıralayalım; dokunulmazlıklar, cumhurbaşkanının yetkileri, kadın hakları, partilerin iç işleyişlerinin demokratik olmaması, lider sultası, YÖK, yargının dosya çokluğu nedeniyle geç işlemesi, yolsuzluklar, Alevilerin hakları, etnik kökenli vatandaşlarımızın kültürel hakları, sendikal haklar, grev hakkının sınırları, yüzde 10luk insafsız seçim barajı, kültürel haklar, HSYKda bakanın ve müsteşarın yer almaları. İşte tüm bunlar, 1982den bu yana tartışıldı. Tüm partilerin, siyasal grupların, sivil toplum örgütlerinin talepleri olarak ortaya çıktı.
AKP ANAYASASI BU TALEPLERE YER VERİYOR MU?
Hayır. Hiçbirine yer vermiyor. AKP Anayasasında ne dokunulmazlıklar sınırlanmış, ne partilerin iç işleyişi ile ilgili bir düzenleme var, ne YÖK değiştirilmiş ne kadınlara kota getirilmiş, ne sendikalara bir hak getirilmiş, ne işçilerin insanca yaşam hakları güvenceye alınmış. AKP Anayasası, bunların herhangi birine yer vermiş mi? Hayır.
AKP ANAYASASINDA NE VAR?
Sadece göz boyamacılık var. Hak getiriyoruz görüntüsü altında hiçbir hak, özgürlük, yenilik getirmemek var. Bir tek AKP iktidarının yargıya tek başına egemen olması var. Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamını iki kişinin seçmesi var. Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğanın tüm Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmesi var. İleride kendilerini Yüce Divan olarak yargılayacak mahkemenin tüm üyelerini kendilerinin seçmesi var. Böylece Yüce Divandan kaçma yolu var.
KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK VAR MI?
Hayır. Sadece bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz diye bir ibare ekleniyor. Bu ne anlama geliyor? Hangi tedbirler? İleride alınacak tedbirler. Peki süresi ne bu tedbirlerin? Yani ne zaman alınacak bu tedbirler? Belli değil, alınacak demiş ya. Böyle bir pozitif ayırımcılık olur mu? Örneğin kadınlar bu düzenlemeden sonra TBMMde ne kadar oranda temsil edilecek? Ya diğer örgütlerde? Böyle bir oran yok. Çünkü gerçek bir pozitif ayrımcılıktan söz eden yok.
TOPLU SÖZLEŞME HAKKI VAR MI?
Yok. Eski düzenlemede yer alan toplu görüşmenin adı toplu sözleşme yapılmış o kadar. Toplu sözleşme yapılması sırasında memurlar idare ile uzlaşırlarsa iş tamam, ama ya uzlaşmazlarsa? AKP Anayasası şöyle diyor: Uyuşmazlık çıkması halinde taraflar kamu görevlileri hakem kuruluna başvurabilir. Nasıl bir kurul bu? Bürokratlardan oluşan bir kurul. Yani memurlar idare ile anlaşamazlarsa, idarenin kurduğu hakem kurulu karar veriyor. Peki nasıl bir sözleşme bu? Sonucu yine idareye bağlı. Acaba kamu görevlileri hakem kurulunun kararlarını beğenmezlerse, memurların yargıya gitme hakları var mı? Hayır. AKP Anayasası onu da engellemiş: Kurulun kararları kesindir diyor. Yani tam bir yalan. Ortada ne toplu sözleşme var. Ne uzlaşma olmazsa grev hakkı ne de yargıya gidebilme hakkı var.
ÇOCUKLAR KORUNUYOR MU?
Anayasa aynen şöyle bir düzenleme getirmiş. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır. Peki bu düzenleme olmazsa, devlet çocukları istismara ve şiddete karşı koruyamayacak mı? Engel mi var? Anayasada zaten 41. maddede çocukları korur diye bir düzenleme yok mu? Bunun yeni getirilenden farkı ne? Hiçbir farkı yok. Amaç zaten yeni bir hak getiriyormuş gibi yapmak ve göz boyamak. Esas amacı saklamak.
KAMU DENETÇİLİÐİ GELİYOR MU?
AKP Anayasası şöyle diyor: Kamu denetçiliği kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. Bu kadar. Tabii bir de iktidar partisi çoğunluğunun tek başına seçeceği getirilmiş. Peki kurumun yetkileri, görevleri? Bunların hiçbiri Anayasada yok. Örneğin ne zaman başvurulur? Kararları yargı ile çatışabilir mi? Çatışırsa ne olur? Şikâyetleri inceler incelemesine de, sonra ne yapabilir? AKP iktidarı neden bunları düzenlememiş? Acaba unutmuş mu? Oysa dünyadaki örneklerinde de, en çok sıkıntı yaratacak konular bunlar. Anayasada bunlara çözüm getirilmesi gerekir. Acaba AKP iktidarı, tüm bu konuları ve dünyadaki örnekleri ve uygulamaları bilmiyor olabilir mi? Bu denli yetersiz bir düzenlemeyi sakın bilerek, isteyerek getirmiş olmasın?
EKONOMİK SOSYAL KONSEY VAR MI?
AKP Anayasası şöyle diyor: Hükümete istişari nitelikte görüş bildirmek üzere ekonomik ve sosyal konsey kurulur. Şimdi burada yeni bir kurum mu kurulmuş? Kesinlikle hayır. Ekonomik Sosyal Konsey zaten var. Bakan istediği zaman toplanıyor, istemediği zaman toplanmıyor. AKP Anayasasında bu değişiyor mu? O da hayır. Görüş bildirmekten öte bir görev ya da yetki verilmiş mi? Ona da hayır. AKP iktidarı neden bunları düzenlememiş? Acaba unutmuş mu? Acaba AKP tüm bu konuları ve dünyadaki örnekleri ve uygulamaları bilmiyor olabilir mi? Bu denli yetersiz bir düzenlemeyi Anayasaya koymuş olmanın bir artısı var mı? Kesinlikle hayır. O halde sakın bilerek, isteyerek yapmış olmasın? Yani diğer maddeler gibi, sadece dostlar alışverişte görsün düşüncesi ile getirilmiş olmasın?
SON SÖZ: Şimdi bir kez daha düşünelim. Yukarıda söylediklerimiz doğru değil ise, eleştirilerimiz haklı değil ise, unutulanların gerçekten unutulduğunu düşünüyorsanız, Anayasaya evet verin, ama söylediklerimiz doğru ise, Anayasaya hayır verelim.
Süheyl Batum.